Hüdanur dört yaşında. Her gün huy değiştiriyor. Bu aralar sahiplenme sendromu yaşıyor. Her şey kendisinin olsun istiyor. Kıyafetlere, parfümlere, çantalara, kitaplara, salata kaşığına, soğan tahtasına, ekmek sepetine, biten soda şişelerine, yağ tenekelerine, çay kaşıklarına, bozuk paralara, ona, buna, şuna kısacası her şeye sahip çıkıyor. Kimini dolabına, kimini çekmecesine kimini oyuncak kutusuna, eşofmanlarının ceplerine, oyuncak bebeğinin ceplerine dolduruyor da dolduruyor.
Önce izin istiyor "Canın istiyorsa bu benim olsun" diyor. Canımın istemediğini anlayınca da "peki o zaman şimdilik olsun" diyor ve cevap vermemi beklemeden kaptığı gibi götürüyor zulasına.
Sürekli soru soruyor. Mâkul cevap alana kadar soruyor. Cevap versem de akabinde beş N bir K soruları geliyor, isyan ettirene kadar soruyor.
Bu gün yine sorularla cedelleşiyordum. Tamamen başka bir konu hakkında sorular soruyordu. Birden: " Anne, numarası kaç?" diye sordu. "Kimin?" diye sordum. "Allah'ın" dedi. Market kapandığı için meyveli yoğurtları Allah'tan isteyecekti. Allah'ın telefon numarasını soruyordu.
"Numarası..... d-u-a.. galiba... evet dua ..." diyebildim sadece.
Hüdanur o soruyu geçeli çok olmuştu ama ben hâlâ cevap üzerine düşünüyordum...